ANEVRİZMA NEDİR?
Kafatası içinde yer alan atardamarların duvarındaki bir bozukluktan dolayı gelişen baloncuğa ‘Anevrizma’ denir. Damar duvarındaki zayıf bölgeye kan basıncı ile oluşan sürekli baskı nedeniyle burada zaman içinde balonlaşma olur. Genellikle beyinin tabanındaki damarların duvarında ve damarların dallandığı noktalarda gelişir.
KİMDE ANEVRİZMA GELİŞİR?
Bazı otopsi çalışmalarında 100 kişiden 3’ünde de görülebileceği bildirilmiştir. Ama bunların hepsi belirti vermez. Belirti verenlere bakılacak olursa ortalama olarak toplumda 10.000 kişide 1 oranında görülür. Bazen ailevi olarak rastlanabilirse de bu çok nadirdir. Anevrizma damar duvarında zaman içinde geliştiği için çocuk ve gençlerden çok orta yaş ve ileri yaştaki insanlarda daha çok görülür.
NE TİP BELİRTİLER VERİR?
Anevrizmalar pek çok belirti ile kendini gösterebilir. En sık görülen belirti kanama yapması ve buna bağlı yakınmalar oluşturmasıdır. Bu tip kanamaya “Subaraknoid Kanama” denir. Beynin hemen etrafını Araknoid adı verilen çok ince bir zar çevreler. Bu zar ile beyin arasında devamlı bir sıvı (Beyin omurilik sıvısı) akımı vardır. Bu aralıkta ayrıca beyni besleyen damarlar bulunur. Bu aralıkta oluşan kanamaya bu nedenle “Subaraknoid Kanama” denir.
Anevrizmalar eğer kitleleri ile etraflarındaki beyin dokusunu ve sinirleri eziyorlarsa, bu nedenle çift görme, baş ağrısı, yüz ağrısı, görme bozukluğu gibi belirtiler verebilirler.
Çok sık olmayarak inmelere yol açabilirler. Büyük anevrizmaların içinde kan pıhtısı gelişebilir. Bu pıhtıdan kopan parçalar ince atardamarları veya kılcal damarları tıkayarak inmeye neden olabilirler.
Bazen rastlantı eseri başka bir nedenle yapılan araştırmada saptanabilirler. Nadiren de aile hikayesi olanlarda tarama testi yapılırken teşhis edilebilirler.
ANEVRİZMALARA NE GİBİ DURUMLAR EŞLİK EDEBİLİR?
TANI YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Eğer bir kanama meydana geldi ise yapılması gereken test anjiografi olmalıdır. Aksi takdirde MR-anjiografi veya BT-anjiografi uygulanabilecek yöntemlerdendir.
ANJİOGRAFİ
Anevrizma tanısındaki en iyi tanı metodudur. Altın standart olarak kabul edilir. Atardamarlara ilaçlı madde verilerek filminin çekilmesidir. Riskleri az da olsa vardır ama anevrizmanın görülmesini neredeyse %100 oranında sağlar.
MR-ANJİOGRAFİ
Genellikle tarama amaçlı kullanılır. Eğer anevrizma 5 mm den daha küçükse görülemeyebilir. %70-90 olguda anevrizmayı gösterir.
BT-ANJİOGRAFİ
Bunda da damar içine ilaçlı madde verilerek beyin tomografisi çekilir. Özel bilgisayar programları ile damarların yapısı ortaya çıkarılır. MR-anjiografiden daha hassas bir yöntemdir. Bazen hastanın durumu çok acil ise ameliyata girmeden önce sadece BT-anjiografi yapılarak anevrizma tanısı konulur.
ANEVRİZMA İLE İLGİLİ BİLMENİZ GEREKENLER
KANAMA RİSKİ VAR MIDIR VE NEDİR?
Evet, kanama riski vardır. Gerçek riskin ne kadar olduğu konusunda tartışmalar vardır. Ancak günümüzde kabul gören görüş, kanamamış bir anevrizmanın her yıl kanama riskinin % 0.5 ila %1 arasında olduğudur. Bu riski belirleyen faktörler;
KANAMAYI KOLAYLAŞTIRICI FAKTÖRLER NELERDİR?
Sigara kullanmak ve yüksek kan basıncı (Hipertansiyon) kanama riskini artırır.
ÇOK SAYIDA OLABİLİRLER Mİ?
Evet. Yaklaşık olarak %20 oranında beyinde çok sayıda görülürler. Özellikle de orta serebral arterde görülürler.
SAYILARI ARTABİLİR Mİ?
Evet. Eğer kanamış ve tedavi edilmiş bir anevrizmanız varsa ilerleyen yıllarda her yıl %2 oranında olmak üzere beyinde başka damarlarda anevrizma gelişebilir. Bu nedenle mutlaka yakından takip etmek gerekir. Eğer ilk tanı konulduğunda çoklu anevrizma varsa yeni anevrizmalar gelişme riski çok daha yüksektir.
EĞER BENİM ANEVRİZMAM VARSA YAKIN AKRABALARIM DA TARANMALI MIDIR?
Ailevi anevrizması olan ve üçüncü derece yakınlarında en az iki kişide anevrizma saptananlarda yakın akrabaların taranması önerilmektedir. Ama eğer birinci derecede bir yakınınızda anevrizma varsa bu durumda risk daha yüksektir. Bu nedenle birinci derece yakınların hepsinde tarama yapılması uygun olabilir.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ NELERDİR?
KOİL UYGULAMA
Anjiografi yapılarak damar içinden bir kateterin ilerletilmesi ve anevrizmanın içinin metal kıvrımlı tellerle doldurulmasına, tıkanmasına ‘koil uygulama’ denir. Komplikasyon gelişmesi %3-5 gibi düşük bir orandadır. Ancak tam tıkama oranı %50’nin biraz üzerindedir. Teknikteki gelişmeler başarı oranını giderek artırmaktadır. Ancak uzun dönemde yeniden kanama oranının ne olduğu henüz tartışmalıdır.
KLİPLEME
Anevrizmanın damardan çıktığı yer olan boynunun cerrahi uygulanarak bir metal ile klipslenerek kapatılmasıdır. Böylece anevrizmanın kan dolaşımı ile ilgisi kalmadığı için kanama riski ortadan kalkar. Ancak bu işlemin %5-7 ölüm, %15 civarında komplikasyon riski vardır. Çok nadiren kliplenmiş anevrizma yeniden aynı yerde büyüyebilir.
ANEVRİZMALAR MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ MİDİR?
Hasta ve doktoru kanamamış bir anevrizmanın yıllık kanama riski ile yapılacak tedavinin risklerini tartmalı ve buna göre karar vermelidirler. Tedaviye karar verildiğinde ne tür bir işlemin yapılacağı, anevrizmanın kanayıp kanamadığına, yerine, büyüklüğüne göre kararlaştırılmalıdır.